Anevrizmal Kemik Kisti


·        Anevrizmal kemik kisti ilk olarak 1942 yılında Jaffe ve Lichtenstein tarafından tanımlanmış; içinde kan dolu, çevresi fibröz bir çeper ile sarılı, multilokule kavitelerden oluşan kemik tümörüdür.

·        Çeperinde mezenkimal iğsi hücreler, kapiller damarlar, multinukleer dev hücreler ve genellikle immatur reaktif kemik formasyonu içerir. 

KLİNİK ve SIKLIK

·        Hafif orta ağrı görülebilir.

·        Şişlik

·        Palpe edilebilen geniş kitlesel lezyon görülebilir.

·        Erkek ve kadınlarda benzer sıklıktadır.

·        Yaşamın ilk 20 yılında sıklıkla görülür.

·        Birçok kemikte tarif edilmiştir ancak en sık femur, tibia, humerus ve fibulada METAFİZ BÖLGESİNDE görülür.

·        Omuriliğin ikinci en sık tümörüdür.

·        Pediatrik popülasyonda pelvisin en sık görülen tümörlerindendir.

GÖRÜNTÜLEME

            Direkt Grafi

Ø  Coğrafik ve ekzentrik yerleşimli radyolusen görünümdedirler.

Ø  Çevreleyen kortekste yenikliğe ve genişlemeye sebep olabilir.

Ø  En sık metafizde görülür.

Ø  Çevrede benign karakterde bir periosteal reaksiyon görülebilir.

Ø  Çevredeki kemik sklerotik görünümdedir.

 

Resimde, tibia proksimalindeki bir Anevrizmal Kemik Kistinin sınırları direkt grafide mavi oklarla gösteriliyor.

Manyetik Rezonans (MR) Görüntüleme

Ø  Coğrafik, iyi sınırlı görünüm

Ø  T2 ağırlıklı görüntülerde yüksek sinyal

Ø  T2’de sıvı sıvı seviyeleri karakteristiktir.



Resimde,
T2 ağırlıklı transvers MR kesitinde mavi okla ‘’Sıvı- sıvı’’ seviyesi gösteriliyor.

 

ANEVRİZMAL KEMİK KİSTİNİN BİYOLOJİK DAVRANIŞI NASILDIR?

Ø  Anevrizmal kemik kisti bengin karakterde agresif tümörlerdendir.

Ø  Genelde kendisini çevreleyen dokuya invaze olmaz.

Ø  Eğer invaze oluyorsa bu çok muhtemelen bir ‘’Kondroblastom, Dev Hücreli Tümör ya da Osteoblastom kaynaklıdır. İşte bu durumlar Sekonder Anevrizmal Kemik Kisti olarak adlandırılır. Bu durumlarda altta yatan başka bir patoloji mevcuttur.

Ø  Osteoid ve fibroblastik dokunun miktarı ve büyüklüğü ile değişmekle birlikte küretaj sonrasında yaklaşık %20 rekürrens riski vardır.  

Ø  Çok nadir de olsa malign transformasyon görülebilir ve bu sıklıkla görülmüş bir  radyoterapi ile ilişkilidir.

 

TEDAVİ

Ø  Tedavi intralezyonel küretaj ve greftlemedir.

Ø  Adjuvan tedaviler sıklıkla mikroskobik tümör hücreleri üzerine etki etmesi için kullanılır.

Ø  Kriyoterapi kullanılması lokal rekürrens riskini azaltır.

Ø  Büyük ve rezeke edilmesi zor tümörlerde embolizasyon ile tümörün kanlanması engellenebilinir.



Resimde,
zor yerleşimli Anevrizmal Kemik Kisti için küretaj ve greftleme uyguladığım hastanın ameliyat öncesi ve sonrası direkt grafilerini görüyoruz.